Reyhan ÖZBAKIR / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – Güneş kremi, birçok kişi tarafından yazın kullanılan, kışın gereksinim duyulmayan bir eser olarak bilinse de bahsin uzmanları bu hususta vatandaşlara sık sık ikazlarda bulunuyor. Daha çok yaz aylarında cildi güneşten korumak için tercih edilen güneş kremleri hakkında bilinenlerin yanılgıdan ibaret olduğu belirten uzmanlar, güneş kreminin her mevsimde sürülmesi gerektiğini söylüyor.
Bursa’da Ecza teknisyeni olarak vazife yapan Kazım Koçer, güneş kremleri hakkında yanlışsız bilinen yanlışlara değindi. Koçer, “Güneş kremleri, yalnızca yaz aylarında değil, yılın her mevsiminde cildinizi muhafazanın en tesirli yolu.” dedi.
NEDEN HER MEVSİM KULLANILMALI?
Yılın her mevsiminde güneş kremi kullanılması gerektiğini söyleyen Koçer, “Bizim kronik hastalığımız aslında bu. Yani süregelen bir yanlış bilgi. Zira güneş ve rüzgar, yazın da var kışın da var. Bu yüzden sert havalarda da güneş kremi kullanmak epeyce kıymetli. Zira cildin elastikiyetinde önemli eksilmeler ve nem kaybı hızla gerçekleşiyor. Münasebetiyle kuruyan ve nem kaybına uğrayan cilt, kırışmaya ve erken yaşlanmaya mahkum oluyor. Hasebiyle güneş kremi yazın ve kışın dört mevsim insanların bir yerden bir yere giderken valizine ve çantasına koyacağı bence en kıymetli ferdî bakım eseri diye düşünüyorum.” halinde konuştu.
GÜNEŞ KREMİ SEÇİMİ NASIL OLMALI?
Güneş kremi seçerken hangi faktörlerin göz önünde bulundurulması gerektiğine de dikkat çeken Koçer, “Güneş kremlerinin cilt tipine nazaran uygun olanın seçilmesi gerektiği noktasında uzmanlar hemfikir. Kuru, yağlı yahut karma ciltler için farklı formüllere sahip güneş kremleri bulunmaktadır. Ayrıyeten, güneş kreminin muhafaza faktörü (SPF) de değerlidir. SPF kıymeti ne kadar yüksekse, cilt o kadar uzun mühlet güneşin ziyanlı tesirlerinden korunur. Yani bunların hepsini ayrıntılandırıp bireylerin hakikat eseri seçmeleri çok kıymetli.” dedi.
KIŞIN GÜNEŞ KREMİ KULLANMANIN FAYDALARI
Kış aylarında güneş kremi kullanma şuurunun yavaş yavaş oluşmaya başladığını söyleyen Ecza teknisyeni Koçer şöyle konuştu:
“Bu şuur yavaş yavaş oluşmaya başladı. Zira bizim en ağır ve en büyük organımız cildimiz. Yani en çok bakıma gereksinimimiz olan organımız, cildimiz yani yüzölçümü ve yüküne baktığımız vakit daha doğal, daha büyük, daha dokunuşun olması gereken bir organ. Yani bakıma daima gereksinimi var. Otuzlu, otuz beşli yaşlardan sonra bedendeki elastikiyet yıkımı, nem kaybı, doğum lekesi yahut yanlış kullanmaktan ötürü oluşan yıpranmaların tamamına yakını bu biçim meşakkatler. Bunun önüne ise güzel ve kaliteli olan ülkü bir eserle orayı absorbe edebiliriz.”
“GÜNEŞ KREMİ ARTIK DAHA ÖNEMLİ”
Koçer ayrıyeten, “Nasıl hepimizin bir TC kimlik numarası var. Cildimizin de bir TC kimliği var. Münasebetiyle cildimizin kodları konulduktan sonra uygun eseri kullanmak daha doğrudur ve dört mevsim daima kullanılması uygun. Zira spotlar, ekran ışıkları, rüzgar, konuttaki ışıklar; artık fark etmiyor. Çağımızda her dakika tehdit edecek birçok öge var. Münasebetiyle her vakit değerli. Hatta artık daha değerli.” tabirlerini kullandı.