Ajax’tan dört gol yedikten sonra kendi meskeninde vasat bir Avrupa grubundan üç gol yersen, gayelerin ve gayelerin sorgulanmaya başlar.
Hocanın maçtan evvelki konuşmalarını dinlediğimde, sanki rakibimiz Real Madrid mi, Bayern Münih mi diye düşünmeye başlamıştım. Yahu bu ekip geçen hafta Victoria Plazen’den kendi alanında 3 gol yemiş bir ekip. Niçin gözünde bu kadar devleştiriyorsun?
Maç sonunda, Hoca, Immobile, Joao Mario ve birtakım futbolculara dikkat ettim; yüzlerinde en ufak bir hüzün yok. Hepsi gülümsüyor. Rakip oyuncular ve teknik yöneticiyle tokalaşıp, sohbet ediyorlar.
Bunlara Beşiktaş topluluğunu ve Beşiktaş taraftarlarını düzgün anlatmak lazım! Bizlerin, ‘Coca-Cola Kupası’ bile olsa yenilgiyi hazmedemediğimizi bilmeleri lazım!
Rakip kaleciyi kahraman yaptık!
Hocanın tercihleri
Sezon başında takıma bile almadığı Muçi birden değere bindi. Adam sol kanatta buluştuğu her topu ya kaptırdı ya da geriye oynadı. Bir tane adam eksiltip, orta yapmadı. Bu oyuncuyu 90 dakika oyunda tutmak, kadrosu 10 kişi oynatmaktır.
Muçi’nin takıma girmesi ile ilgili kimi komplo teorileri var. Hocaya, bu oyuncunun bonservisine 10 milyon Euro verdik, kesinlikle takıma al, bizi güç durumda bırakma, deniliyormuş. Ben bu komplo teorisine inanmaya başladım.
Hoca, birinci değişikliğini 60.dakikada, Rashica ve Svensson’u oyundan alıp, Semih ve Onur’u oyuna sokarak yaptı. Semih’i oyuna almak için, Rashica ve Svenson mu yoksa Muçi mi oyundan alınırdı? Topu ileri taşıyan Rashica’yı çıkartıp, Onur’u oyuna almanın hedefi ne olabilir?
Daha sonra da N’dour, Immobile, Gedson’u oyundan alması bence tam bir skandaldı. Sana maçı kazandıracak oyuncular bu oyuncular. Bu oyuncuları lakin farklı galip geldiğin bir maçta dinlendirmek ya da alkışlatmak için oyundan alırsın. Onların yedeklerini de mühlet alıp, tecrübe kazansın diye oyuna sokarsın.
Bu değişiklikler bile Hocanın Avrupa ligine çoktan havlu attığını gösteriyor.
Taraftarların maç içi protestosu