Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu, Eda Taşpınar’ın mescitte fotoğraf çektirmesi sonrası hakkında başlatılan soruşturmayı eleşitirdi.
Hürriyet muharriri Fulya Soybaş’a konuşan Kırbaşoğlu, camii-mescit içinde kimsenin dekolteli poz vermesinin yanlışsız olmadığını lakin sıkıntıya serinkanlı yaklaşmanın daha uygun olacağını belirterek, “Hemen yargılıyoruz fakat bakalım bu hanımefendinin dine hakaret etmek ya da mabete saygısızlık üzere bir niyeti var mıydı? Evvel bunu bir sormak lazım. Tahminen oranın mescit olduğundan haberi yok. Niyet değerlidir. Bu hususlarda anlamadan yargılayan din adamlarını da anlamıyorum. Bu türlü magazin mevzularda ‘ahkam kesmek’ ucuz bir dindarlık gösterisine dönüştü maalesef. Çünkü bu din adamları ülkemiz yahut bölgemizdeki zulümler, haksızlıklar, işgaller, katliamlar, yolsuzluklar, adaletsizlikler üzere -bir bayanın mescitte poz vermesinden daha vahim- hususlarda sessiz kalıyor. Bu bahislerde da İslamiyet’in gerektirdiği hassasiyetleri göstersinler ki inandırıcı olsunlar” dedi.
Kırbaşoğlu, İslam’da mabetlerin kutsal olduğunun tartışılır mevzulardan olduğunun da altını çizerek, şöyle devam etti:
“Sonuçta mabetler insan eli ile yapılmıştır. Peygamber efendimiz arkadaşları ile çamur ve hurma kollarından inşa etmiştir, ki İslam’ın birinci periyotlarında mescitlerde günlük hayatın tüm aktiviteleri; toplantılar, buluşmalar yapılır, konutu olmayanlar burada kalırdı. İslam’da yer ve vakit sınırlaması yoktur. Hiç camii olmasa da her yerde namaz kılınabilir. Mabetleri kutsama ve dokunmama şuuru Osmanlı’dan miras kalma. Hasebiyle cami ve mescitlerde her türlü faaliyet yapılabilir. Çocukların oyun alanı da olabilir, nikâh yapılacak, pasta kesilecek yerde. Kâfi ki çocuklar, gençler mescide gelsin, dini sevsin, uzaklaşmasın.”